Güneş Sistemi’nin önemli bir parçası olan Jüpiter hakkında yapılan araştırmalar gezegenin bildiğimizden daha yaşlı olduğunu gösteriyor.
Bilim insanları şimdi Jüpiter’in doğum gününü bilmeye daha yakın. Yapılan yeni bir çalışma Jüpiter gezegeninin, Güneş Sistemi’nin oluşmaya başlamasından sonraki 1 milyon yıl içerisinde şekillenmeye başladığını ortaya çıkardı. Bu uzun bir gecikme gibi görünüyor olsa da Güneş sisteminin 4,5 milyarlık bir geçmişi olduğunu düşünürsek aslında uzun sayılmaz.
Önceki çalışmalar Jüpiter’in eski komşularımızdan bir tanesi olduğunu gösteriyordu ancak şekillenme süresi hakkında yapılan tahminler 10 milyon yol civarındaydı ve bu çalışmalar modellere dayanıyordu. Yani Jüpiter’den alınan örnekleri analiz etmek yerine araştırmacılar Jüpiter gibi bir devi oluşturan gazlara dair araştırmalar yaptı.
Jüpiter düşündüğümüzden daha yaşlı!
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarının ilk yazarı olan Thomas Kruijer bir teleskop ile bakıldığında kesin bir tarih belirlemenin zor olduğunu ve ampirik yani deneye dayalı bir yaklaşım ile bunu ilk defa yaptıklarını dile getirdi. Kruijer ve meslektaşları, asteroidlerden alınan taş örneklerinin yaşlarını ve kaynaklarını keşfetmek adına metal izotopları inceledi. Bu örnekler Kızıl Gezegen Mars ve Jüpiter arasında oluşan asteroid kemerinden toplandı.
Araştırmacılar özellikle molibden ve tungsten metalleri üzerinde yoğunlaştı. Daha önce duymadıysanız, tungsten akkor ampullerde filament olarak kullanılır. Molibden Dünya üzerinde bol miktarda kullanılmaz ve temelde çelik alaşımına ilave şeklinde kullanılır. Uzaydaki kullanımında ise daha ilginç bir uygulamaya sahiptir. Molibden izotopları Güneş sisteminin kaynaklarını gösterir.
İzotoplar gerçeği ortaya çıkardı!
Araştırmacılar da meteorlardaki molibdeni analiz etti ve doğal varyasyonlarının onları iki ayrı gruba ayırdığını gördü: karbonlu ve karbonlu olmayan meteorlar. Karbonlu olanların Jüpiter’in çok ötesindeyken karbonlu olmayanların Güneş Sistemi’ne daha yakın yerlerde oluştuğu ortaya çıktı. Bunun yanı sıra tungsten izotopları da incelendi ve küçük izotopların görülmesi meteorun uzun bir süredir var olduğunu gösterir. Zira büyük tungsten izotopları zamanla küçülmeye başlar.
Karbonlu olmayan meteorlar diğerlerine göre biraz daha gençtir. Zira bu meteorlar sistemin oluşmasından yaklaşık 1 milyon yıl sonra görülürken karbonlu meteorların 3 ila 4 milyon yıl öncesine dayandığı bilinmektedir. Bu çalışmalar sonucunda da Jüpiter ve Mars arasından toplanan örneklerin karbonlu meteorlara işaret ettiği görüldü.
Sonuç olarak Jüpiter neredeyse Güneş Sistemi’nin başlangıcından bu yana varlığını koruyor. Araştırmacılar Jüpiter’in Güneş Sistemi’nin oluşmasından 4 ila 5 milyon yıl sonra bu büyüklüğe ulaştığını da tahmin ediyor. Ayrıca söz konusu bulguların, Güneş Sistemi’nin nasıl geliştiğini açıklamaya da yardımcı olacağı düşünülüyor.